Çocuklarda Tuvalet Eğitimine Ne Zaman Başlanmalı?

Çocuklarda tuvalet eğitimi zamanı çocuğun hareket alanına ve fiziksel gelişimine bağlı olarak değişkenlik gösterir. Erken konuşan, erken yürüyen çocuklarda eğitime daha erken başlanabilir. Bazı çocukların konuşma ve yürüme süreci geç başladığı için tuvalet eğitimi de daha geç başlar. Genel olarak fizyolojik ve psikolojik anlamda gelişimini normal tamamlayan çocuklarda eğitim zamanı 24-48 ay aralığındadır. Tuvalet eğitimine başlarken mevsim seçeneklerini de doğru değerlendirmek gerekir. Özellikle yaz ayları bunun için en uygun zaman dilimidir. Kışın çocuğun ıslak kalması sağlık açısından zararlı olabileceği gibi, ıslak kıyafetleri kurutma sorunu da ortaya çıkabilir. Bu yüzden en ideal zaman yaz aylarıdır. Kat kat giyinmek zorunda olmadığı için, tuvalete götürme süreci de daha kolay olacaktır.tuvalet eğitimi, çocuklarda tuvalet eğitimi, tuvalet eğitimine başlama yaşı

Tuvalet Eğitimi Nasıl Verilmeli?

İlk hafta ön hazırlık dönemi olarak sabırla geçirilmesi gereken süreçtir. Bu süreçte tuvaleti ve tuvalet sürecini doğru anlatmanız gerekir. Anne ve babalar tuvalette gösterici rol oynayabilir. Hadi çişimiz geldi birlikte tuvalete gidelim gibi davranışlar çocuklar üzerinde oldukça etkili olacaktır. Ebeveyn gerçek tuvalete otururken, çocuğu lazımlığa oturtarak bu işlemi gerçekleştirebilir. Çocukların beslenme şekli ve normalde tuvalete gitme aralıkları iyi tespit edilmelidir. Bu süreç çocuktan çocuğa farklılık gösterebilir. Çocuğunuzda güven hissi oluşturmanız da son derece önemli olacaktır.

Çocuğun Altını Bağlamak Doğru Mu?

Kesinlikle çocuğun altını bağlamayın. Altının açık olması onda güven duygusu oluşmasına olanak tanıyacaktır. Sadece yolculuk veya mecburi gezmelere gittiğinizde geçici olarak bağlayabilirsiniz. Uykuda yatağı ıslatmaması açısından başlangıç aşamalarında bağlayabilirsiniz. Ancak gece uykusunda 2-3 saat aralıkla uykudan uyandırıp bilincinin açılmasını sağlayarak tuvalete götürün. Gündüz uykusu çok uzun olmadığı için uyandırmanıza gerek yok. Ancak uyandığı an götürmeniz gerekir. Çocuğunuzun sevdiği bir bebek oyuncağı da çiş eğitiminde kullanabilirsiniz. Kız çocuklar için kız bebek kullanabilirsiniz. Bebeğin alt kısmına delik açıp su içirdikten sonra tuvaleti geldi hadi ablası tuvalete götürelim diyerek ona sorumluluk verebilirsiniz. Bazı çocuklar bir haftada çiş eğitimini tamamlarken bazıları için bu süre altı aya çıkabilir.

Hamilelikte Tüketilmemesi Gerekenler

Hamilelik, yeni hayatınızdan başlayarak hemen hemen her şeye çok dikkat etmek anlamına gelir. Sağlıksız gıdalardan zararlı kabul edilse bile kaçınılmalıdır ve bu durum saç boyasından tırnaklarınıza uygulanan ojeye kadar özel dikkat gerektirir.

9 ay boyunca kesinlikle uzak durulması gereken bazı yiyecekler vardır.hamilelikte neler yenir, hamilelikte neler tüketilir, hamilelikte tüketilecek besinler

Az pişmiş veya çiğ yumurta

Az pişmiş yumurta hamilelik sırasında çeşitli bağırsak enfeksiyonlarına neden olabilir. Bu hamile kadında ishale neden olur. Ortaya çıkan bakteriler de gıda zehirlenmesine neden olur. Bu sebeplerden dolayı hamilelikte katı yumurta tercih etmek gerekir.

Pastörize edilmemiş süt ve süt ürünleri

Pastörize edilmemiş yumuşak peynirlerde veya bazı ev yapımı peynirlerde; Erken doğum, düşük veya doğuma neden olabilecek bakteriler vardır. Pastörize sütten yapılan beyaz peynir, çedar peyniri hamile kadınlar için tam bir kalsiyum kaynağıdır ve pastörize edilmemiş veya küflü peynirler tehlikeli iken sık sık yenmelidir. Bu durumda çiğ süt tüketilmemelidir.

Az pişmiş veya çiğ et

Asla çiğ veya az pişmiş et yememelisiniz. Az pişmiş veya çiğ et, düşüklere ve doğum kusurlarına neden olabilir. Et ve tavuğun artık pembe olmayana kadar pişirilmesi bu riski ortadan kaldıracaktır.

Salam, sucuk, pastırma gibi et ürünlerinden de uzak durmalısınız.

Cips ve patates kızartması

Hamile ve emziren kadınlar, patates kızartması ve patates cipsi gibi kansere neden olduğu gösterilen akrilamid içeren yiyecekleri yememelidir.

Alkol

Bazı doktorların günde yarım bardak kırmızı şarap içmesine izin verilmesine rağmen; Genel olarak, hamilelik sırasında alkol almak çok ciddi sonuçlara yol açabilir. Bu nedenle alkollü içecekler tüketilmemelidir.

Genel olarak tatlılar ve hamur işleri

Un ve unlu mamullerin yanı sıra reçel, marmelat gibi yiyecekler hamilelikte zararlıdır. Ayrıca paketlenmiş hazır gıdalardan kaçınılmalıdır.

Kahve

Ne yazık ki, hamilelik sırasında bir kahve molası vermeniz gerekiyor. Sık kafein tüketimi hamilelik sırasında sorunlara neden olabilir.

Her türlü sakatat ve çiğ balık

Sakatattan kesinlikle uzak durmalısınız çünkü bu, bakteri oluşumuna en yatkın besinlerden biridir. Kokoreç, suşi ve benzerlerine veda etmelisiniz.

İyi yıkanmış sebzeler

Sebzelerin sirkeli suda çok iyi yıkanması gerekir. Kötü yıkanmış sebzelerdeki bakteriler hamilelik sırasında oldukça tehlikeli hale gelebilir.

Çocuklarda İşitme Kaybı Semptom, Teşhis ve Tedavi Yöntemleri

Semptomlar

Bebeklerde işitme kaybının ilk belirtisi, çocuğun sese tepki vermemesi veya aralıklı yanıtlar almasıdır. İlk üç ayda ani bir ses duyduğunda, zıplaması veya yüksek seslere, uyanmaya veya ağlamaya duyarlı hale gelmesi beklenir. Altıncı ayda bebeğin başını o yöne çevirerek ses kaynağına bakması veya tepki vermesi beklenir.çocuklarda işitme kaybı, işitme kaybı neden olur, çocuklarda işitme kaybı nedenleri

Bir yaşına yaklaştıkça bebeklerden bir veya iki kelimeden oluşan “buraya gel, otur, kalk” gibi basit komutları kabul etmeleri beklenir. Bu gelişim aşamalarında herhangi bir sorun veya farklılık hissedilirse işitme testi yapılmalıdır.

Çocuklar duyduklarını taklit ederek öğrenirler, bu nedenle işitme onlar için çok önemlidir. Seslere cevap vermiyorsa veya başını çevirmiyorsa mutlaka çocuğunuzu işitme sorunları için doktora götürmelisiniz. Çocuklarda işitme kaybının bazı belirtileri;

Söylenenlere cevap vermezse

İnsan seslerinin veya diğer yabancı seslerin nereden geldiğini belirlemek imkansızdır.

Akranlardan daha geç konuşuyor veya hiç konuşamıyor

Kelimeleri söylemekte tereddüt ederse

Birden fazla sesi ayırt etmekte güçlük çekiyorsa, işitme sorunu olabilir.

Teşhis yöntemleri

Özellikle erken doğum işitsel bir risk faktörüdür. Bu nedenle tek başına işitme ve tarama testleri yeterli değildir. Bebek yenidoğan servisinden taburcu edildikten sonra, otoakustik emisyon adı verilen bir iç kulak testi ve ABR veya BERA testi olarak adlandırılan ileri bir odyolojik muayene olan beyin sapı davranış testi ile detaylı bir şekilde incelenmesi gerekir.

Çocuklar üzerinde yapılan davranışsal işitme testlerinde çocuğun tepkisi yumuşak sesler dinlenerek ölçülür. Çocuklar bu testleri oyun olarak algılar, ancak çocuğun tepkisi doktora işitme sorunu olup olmadığını söyleyebilir.

Yine çocuklar iki farklı test kullanırlar. Bunlar Otomatik Akustik Emisyon (OAE) ve Timpanometredir (Akustik Emmitans). Otomatik akustik emisyon testinde, ses bir hoparlör aracılığıyla kulağa iletilir ve kokleaya yerleştirilen sesler mikrofon kullanılarak kaydedilir. Böylelikle doktorun kokleanın işleyişi hakkında önemli bilgiler öğrenmesine olanak sağlar.

Kulak zarı ve orta kulağın ne kadar iyi çalıştığına dair bilgi veren timpanometre (akustik immitans) testinde kulağa hafif hava uygulandığında kulakta oluşan değişiklikler gözlenir.

Tedavi yöntemleri

Bebeklerde işitme kaybı, dış kulakta kir birikmesi veya orta kulakta sıvı birikmesi gibi nedenlerle de gelişebilir. Bu nedenlere bağlı işitme kaybı, doktorunuzun önerdiği ilaçlarla tedavi edilebilir. Ancak iç kulakta kalıcı işitme kaybı tespit edilirse, en kısa zamanda bir işitme cihazı kullanılması zorunludur.

Üçüncü aydan önce doğru bir işitme kaybı teşhisi koymak ve altıncı aydan önce cihazı takarak hem işitsel hem de sözlü öğrenmeye başlamak çocuğun zihinsel gelişimi için önemlidir. Ciddi işitme kaybı varsa, yaklaşık bir yaşındaki bir çocuk için koklear implant veya biyonik kulak açısından değerlendirme yapılabilir.

Koklear implant, bir tür işitme cihazıdır, ancak kulağa cerrahi olarak yerleştirilen iç parçalara sahiptir. Bu şiddetli işitme kaybı olan çocuklar, konuşma ve konuşmanın normal şekilde gelişmesini sağlamak için koklear implantlarla tedavi edilir. Böylece çocuk akranları ile normal okullarda eğitim görebilir.

Çocuklarda Anneden Ayrılma Korkusu

Çocuklar, sevimli bir yabancının yanına geldiğinde kolayca ağlayabilir veya birçok şeyden kolayca korkabilirler. Annenizden ayrılma, yüksek ses, suya düşme gibi durumlar bile korkudan ağlama sebebi olabilir.

Bu durumun nedeni ne olabilir?

Çocukluğun erken dönemlerinde çocuk anneyi, sesini ve kokusunu tanır ve anne yanındayken kendini güvende hisseder. En ufak bir ayrılık ve mesafe bile çocuğu rahatsız etmek için yeterlidir. Baba bile daha sonra anne-çocuk ilişkisine dahil olur. Erken dönemlerde babalar annenin yokluğunu telafi edemezler.

Her çocuk zaman zaman korkular yaşar. Önemli bir kişiyle ayrılmanın tepkisi genellikle 6 ay sonra kendini gösterir. Görmediği bir bebeği olmayan bir kişinin ortadan kaybolduğuna inanır.

Anne ile çocuk arasındaki ilişkinin yoğunluğuna bağlı olarak, ayrılık anındaki tepki de yüksektir. İkinci yılın sonunda reaksiyonun şiddeti azalmaya başlar. Normal ayrılık kaygısı, yaklaşık 18 aylıkken zirveye çıkar. Yaklaşık 3 yaşına gelindiğinde, çocuk bilişsel olarak ayrılığı algılama yeteneğini geliştirdi ve bunun geçici olduğu fikri yerleşti.

Anne-çocuk ilişkisinin farklı olduğu durumlarda ayrılık kaygısı daha erken ve daha güçlü bir şekilde ortaya çıkabilir. Yabancılarla daha az temasın olduğu durumlarda anne çocuğa tek başına bakar ve endişelenir, çocuğun annenin yokluğuna ve ayrılığına katlanması daha zordur.

Bir çocuk kendini yalnız ve korumasız hissettiğinde huzursuz olur ve sinir bozucu, rahatsız edici (kalabalık, gürültü vb.) Korkunç bir bakış olarak algılanabilir.

Bağlanmış bir kişiden (genellikle anneden) ayrıldığında, bir çocuk yaşına göre beklenenden daha fazla tepki verdiğinde, ayrılma anksiyetesi patolojik (anormal) olarak kabul edilir.

Ebeveynler bu tür durumlarda nasıl davranmalıdır?

Ayrılık sırasında çocuğu bilgilendirmek önemlidir. Çocuk tepki verse bile anne çocuğa gideceğini söylemelidir. Öncelikle çocuğun, annenin kısa bir süre ileri geri yürüyeceği gerçeğine alışması gerekir.

Bu testlerde çocuğun alışkın olduğu yetişkinin evinde kalması önemlidir. Çocuktan önce anne ayrılığa hazır olmalıdır. Anne çocuğu güvenle terk edebilirse, çocuğun bu ayrılığın üstesinden gelmesi daha kolay olacaktır.

Bu yaş döneminde sorun ne kadar sürer?

Çocuğun ikinci yaşın sonunda annesinden ayrılamama konusunda güçlü korkuları devam ediyorsa, çok endişeli ise profesyonel yardıma ihtiyaç olduğu düşünülmelidir.

Hamilelik Döneminde Oluşan Bazı Durumlar

Hamilelik sırasında mide ekşimesi

Mide ekşimesi ve mide ekşimesi, hamile kadınların yaşadığı en yaygın sağlık sorunlarından bazılarıdır. Hamilelik sırasında vücutta meydana gelen hormonal değişiklikler ve bebeğin karnına baskı bu sorunlara neden olur. Özellikle hamileliğin başlamasıyla birlikte salınan progesteron hormonu sindirimi yavaşlatır. Bu nedenle yemeğin kana karışma hızı yavaşlar ve midede yemek süresi uzar. Bütün bunlar mide ekşimesine ve mide ekşimesine neden olur. Kas zayıflığı hamilelik sırasında da ortaya çıkar. Bu kilo kaybı aynı zamanda kapakçığı – mide kasını da etkiler. Mide kapağı tamamen kapanmadığı için yemek borusuna bazı asitler girer. Bu nedenlerden dolayı mide ekşimesi meydana gelir. Sağlıklı insanlarda mide ekşimesi genellikle gastrit veya reflü gibi durumlardan kaynaklanır. Tatlılar arasında şerbet, çikolata, ekşi içecekler, soğan, domates, sarımsak, kızarmış yiyecekler, baharatlı yiyecekler, portakallar vb. Bulunur. Bu yiyecekler mide ekşimesine neden olur. Reflü veya gastrit gibi hamile kadınlar bu gıdalardan kaçınmalıdır.hamilelik dönemi, hamilelerde oluşan durumlar, hamilelik dönemi sorunları

Hamilelik sırasında sık idrara çıkma

Gebelikte hormonal değişiklikler ve bebeğin mesaneye yaptığı baskı nedeniyle mesanenin kapasitesi azalır ve idrar akışı hızlanır. Bu iki etkinin bir sonucu olarak, hamile kadınlar genellikle ilk trimesterden doğuma kadar idrar sorunları yaşayabilir. Bu durum normal kabul edilir. Bununla birlikte, sık idrara çıkmanın yanı sıra ağrılı idrara çıkma, bulanık idrar, köpük ve kötü koku, titreme ve ateş gibi semptomlar ortaya çıkarsa, bu bir idrar yolu enfeksiyonu veya başka bir sağlık sorununa işaret edebilir. Bu nedenle sık idrara çıkma gibi semptomları olan anne adaylarının sağlık kuruluşuna gidip gerekli tetkikleri yaptırmaları faydalıdır.

Hamilelik sırasında iştah artışı

Genellikle üçüncü aydan sonra hamile kadınlar iştahta artış yaşarlar. Bu durum 6. ayın sonuna kadar devam eder. İlk 3 ayda anne adayları mide bulantısı nedeniyle aşina oldukları yiyecekleri yemekten kaçınırlar. Bu 3 aydan sonra durum değişir ve iştah artışı ortaya çıkar. 9 aylık dönemin tamamına bakarsak en büyük kilo alma dönemi bu dönemde meydana gelir. Çünkü zorlu ilk aylardan sonra anne adayı gevşer ve daha çok yemeye başlar. Artan beslenme gereksinimleri nedeniyle çocuk daha fazla tüketme eğilimindedir. Ancak kilo alımı bir hekim tarafından izlenmeli ve aşırı kilo alımından kaçınılmalıdır.

Hamilelik sırasında açlığa tahammülsüzlük

Glikoz toleransı hamilelik sırasında bozulabilir. Bu durum sağlıksız veya dengesiz bir beslenme ile birleştirildiğinde, hamile kadınlar açlığa tahammülsüzlük geliştirebilir. Diğer bir deyişle glisemik indeksi yüksek besinler, yani kan şekerini hızla yükselten ve ardından kan şekerinde hızlı düşüşe neden olan yiyecekler, ciddi açlık intoleransına neden olur. El sıkışması, düşük şeker seviyelerine bağlı bilinç kaybı (hipoglisemi) gibi tatlı krizler ve semptomlar yaşayan gebeler öncelikle bir doktor kontrolünden geçmelidir. Bununla birlikte, açlık intoleransı olan anneler, şekerli yiyecekler ve rafine tahıllar yerine tam tahıllar, sabunlar ve meyveler gibi daha sağlıklı karbonhidratların yanı sıra yüksek lifli baklagiller kullanmalıdır.

İkiz Çocukların Yetiştirmesi

Tıp alanındaki ilerlemelerin de etkisiyle,ikiz bebek doğumlarına sıkça rastlar olduk. Bu, çifte mutluluk, pek çok özel deneyim ile birlikte zorlukları da beraberinde doğururken, bu zorluklarla başa çıkmak için farklı yöntem ve yaklaşımlar geliştirilebilir. İkiz çocuk sahibi anneler-babalar, çoğu kez iki kat sorunla karşı karşıya kalırlar. Tek çocuğa sahip olan ailelerden farklı Aile içi uzlaşmazlıkları önleyin olarak, ikiz çocuk sahibi aileler, çocuk disiplini yaklaşımında ”çift” yönlü hareket etmek durumundadırlar. İkizlerden birinin sorun yaşaması diğerini de doğrudan etkileyebilmektedir. Bu sebeple ebeveynlerin, sorun oluşturabilecek durumları önceden fark edip, yaşanabilecek tatsızlıkları en aza indirmeleri gerekir. Bunun için de ciddi disiplin programları hazırlanmalı, gerekirse uzmanlarla iletişim kurulmalı ve ikiz çocuk yetiştirme üzerine kendilerini eğitebilecekleri faaliyetlere katılmaları çocuklarını kontrol edebilmelerine katkı sağlayacaktır.ikiz çocuk bakımı, ikiz çocuk nasıl bakılır, ikiz çocuk bakımı yapma

İkiz Çocuk Bakımı

İkizlerde, hem duygular hem de davranışlar benzerlik gösterir. İstekleri bile çoğu zaman, aynı oranda olur. Hal böyleyken ikisini de aynı anda idare etmek, isteklerini karşılamak zorlaşır. Bu da aile içi uzlaşmazlıkları doğurur. Bunun önüne geçmek için (ki bu tamamen önlenemez), küçük yaşlarından itibaren rutinler belirlemek, hem ebeveynlerin hem de ikizlerin hayatını kolaylaştıracaktır. Alınacak her kararı iki kere düşünüp rutinlerin dışına çıkmadan, tek çocuklu ailelere nazaran daha dikkatli hareket edilmelidir. İkiz çocuk disiplini çok daha fazla özen gerektirir.

İkizlerin İki Ayrı Kişilik Olduğunu Unutmayın!

İkizler, birbirlerine ne kadar benzerlerse benzesinler, ikisinin de iki ayrı kişilik (birey) oldukları unutulmamalıdır. Onları tek bir  kişi olarak kabul edip her konuda aynı davranış ve yaklaşım sergilenmemelidir. İkisine de aynı oranda adil olmalı ama onları ”tek” görmemek gerekir. Benzerlikleri kadar, farklılıklarının da olduğu kabul edilmeli ve bu farklılıklara saygı duyulmalıdır. ikizlere, her birinin  farklı ve özel olduğunu hissettirin ki, kendi (bağımsız) kişiliklerini bulabilsinler. İkisine de ayrı ayrı zaman ayırın, sohbet edin, kendilerini tanımalarına izin verin.

NOT: Lütfen bırakın ikizleriniz kendi kıyafetlerini kendileri seçsinler. Tek tip imaj anlayışından kurtulun (aynı renk, aynı model vs.) ,tabularınızı  yıkın…

8 Aylık Bebek Gelişimi

8. Ay bebek gelişimi. Bu ay bebeğin ilgi merakının iyice zirve yaptığı aydır. Kendi çabalarıyla dünyayı tanıma yolculuğuna çıkar. Hemen hemen her şeye merak salar, eline almak dokunmak, görmek, hissetmek…

Bu nedenle bu ay aslında bebek için küçük tehlikelerin bulunduğu bir aydır. Çünkü bebek henüz neyin zararlı ve tehlikeli olduğunu anlayacak durumda değildir. Ansızın elini sıcak çaydanlığa dokunabilir.bebek gelişimi, ay ay bebek gelişimi, aydan aya bebeklerdeki gelişim

Bu ayda bebeğiniz atmayı da öğrenmeye başlayacaktır ve bunu bilinçli yapacaktır. Eline aldığı oyuncağı beşiğinden atacak ve bunu her seferinde tekrarlayacaktır.

Artık emekleme tekniği de gelişmiştir. Bazı bebekler emekleyebilirken bazılarında henüz emeklemeye geçiş olmayabilir. Ancak bunda endişe etmek veya üzülmek gereksizdir.

Yine bu ay bebeklerde ilginç bir davranış gelişir. Hemen hemen bütün bebekler açılıp kapanan kapıların arkasına otururlar. Kapıyı bir açmışsınız bebek kapının tam dibinde. Büyük ihtimalle içlerindeki dünyayı tanıma merakı onları kapının dışına yöneltmektedir. Ancak bunun bazı tehlikeleri vardır. Çünkü bebekler ellerini kapıya dokunur açmaya çalışır veya parmaklarını kapının altından uzatırlar. Bu sebeple anne ve babalar dikkatli olmalı, kapıyı açıp kaparken kontrollü davranmalıdırlar.

Bu ay bebekler ayağa kalkma çalışmaları da yaparlar. Kanepeye tutunup kalmaya çalışırlar. Bazen de başarabilirler. Eğer başarmışlarsa iki elleriyle mobilyalara tutunup ayakta beklemekten gurur duyarlar. Bunu yüz ifadelerinden anlayabilirsiniz.

Bebeklerin bu mücadelelerinde çok müdahil olmamak gerekir. Bırakın bebek kendi çabalasın. Siz sadece ayağa kalkmışsa birden dengesini kaybedip düşmemesi için tetikte olun.

Bu ayda uyku saatlerini ayarlamak, bir düzene sokmak oldukça zor olacaktır. Günde iki kere uyumaları beklense de çoğu bebek günde bir uyukuyu yeterli görür ve tekrar uyumak istemezler.

Bu ayda bebeğinizde önemli bir gelişme parmaklarında görülür. Bebek baş parmağı ve işaret parmaklarını kullanarak küçük cisimleri tutabilir. Tıpkı bir pense gibi cisimleri rahatlıkla yakalayabilirler..

Artık bebekleriniz detalara da merak salmaya başlamıştır. Örneğin odaya yeni koyulan bir eşyayı hemen fark eder ve o eşyaya karşı aşırı bir ilgi duyar. Ayrıca yine bebeklerde kapalı şeyleri açma isteği de vardır. Bu da elbette merakından kaynaklanmaktadır. Örneğin kapalı çekmeceleri, dolap kapaklarını, kapalı kapıları vs. açmak, arkasındaki veya içindeki şeyleri görmek ister. Eğer bu merakı tatmin olmamışsa aynı şeyi sürekli tekrarlar, sürekli ulaşma isteği duyar.

Bebeğin dil gelişimi de oldukça aşama kaydetmiştir. Anneler bu süreçte bebekleriyle sürekli konuşmalı, basit ve somut şeyler anlatmalı, sohbet etmelidirler. Onunla konuştuğunuz her şey nakış nakış zihnine işlenecek ve ileride bunun faydasını görecektir. Hiçbir zaman sizi anlamadığını zannetmeyin. Mutlaka anlıyorlar ama anladıklarını anlatma becerileri henüz yok.

8 Aylık Bebek Gelişimi Dönüm Noktaları

Anne ve babasına çok bağlıdırlar

Dikkat çekmek için sesler çıkarırlar

Dışarıya karşı merak duyarlar, kapılar çok ilgilerini çeker.

İstemedikleri şeyleri elleriyle iterler

Baş parmak ve işaret parmaklarını kullanabilirler

İşaret edilen yere bakarlar

Kanepe veya masa gibi mobilyaların kenarında elleriyle tutunarak ayakta durabilirler.

Her nesneyi tatmak isterler (yenilip yenilmeyeceğine bakmaksızın)

Hafızaları daha kuvvetlidir, geçmiş olayları hatırlarlar.

Akıllı Cihazların Çocuklara Verdikleri Zararlar

Günümüzde teknolojinin gelişmesiyle hemen hemen herkeste akıllı telefon mevcuttur. Hal böyle olunca en küçük çocukların elinde bile ebeveynlerinden aldıkları telefonlar ile sürekli oynadıklarını görmekteyiz. Ebeveynler bu durumdan rahatsız olsalar da çoğu zaman çocuğun elinden cep telefonlarını alamazlar. Çocuk telefonu bıraksa da bu sefer tableti alacak ve onunla oynayacaktır. Anne ya da babanın çocuğu ağlamasın ya da yaramazlık yapmasın diye ellerine verdikleri akıllı cihazların aslında ne kadar büyük tehlike olduğunu bilmesi gerekmektedir. Teknolojiye olan bu denli bağlılık ruhsal anlamda çocuğa zarar verdiği gibi ayrıca fiziksel anlamda da zarar vermektedir.akıllı cihazların zararları, akıllı cihazların çocuklara zararları, akıllı cihazlar çocuklara nasıl zarar verirTeknolojinin Çocuğa Fiziksel Zararları

Teknolojik cihazlar ile çok fazla vakit harcamak çocuklarda insancıl bazı davranışların gelişmemesine sebep olmaktadır. Bunlar empati yapamama, hoşgörüsüz olma, çözüm üretememe gibi sıralanabilir. Çocuklar bu durumlarda hayal ve gerçekleri ayırt edemez ve bu da ileride agresif bireyler olarak hayatlarını sürdürmelerine sebebiyet verebilir. Teknolojinin çocuğa verdiği bu zararlar yalnızca duygusal olarak olmamakta fiziksel olarak da birçok zararı bulunmaktadır. Sürekli akıllı telefon ya da tablet ile vakit geçirmenin çocuğa vereceği ilk fiziksel zarar görme bozukluklarıdır. Çocuk telefon ya da tablet ile oynarken gözlerine zarar verirken, duruş pozisyonuna bağlı olarak duruş ve iskelet bozukluklarına da sebebiyet verebilir. Teknolojik aletlerin dışarıya yaydığı radyasyonlar da yetişkinler için olduğu gibi çocuklar için de zararlıdır. Ayrıca çocuklar hareketsiz kaldıklarından kas ve eklemlerinde problem olabilir ya da obezite riski taşıyabilirler. Ayrıca teknoloji çocuğun uyku kalitesini bozmakta ve uykuya dalma sırasında problem yaşatmaktadır.

Akıllı Cihazlar

Çocukların teknolojiden biraz olsun uzak kalabilmeleri için önce ebeveynlerin teknolojiye olan bağımlılıklarını azaltmaları gerekmektedir. Aksi durumda ne kadar zararlı olduğu söylense de anne ve babalarının sürekli ilgilendikleri bir şeyin zararlı olabileceğini çocuklar kavrayamaz. Bu çerçevede anne ve babaların çocuklara doğru rol model olmaları gerekmektedir. Ayrıca anne ve babaları çocukları ile daha fazla ilgilenmeli, ilgi alanlarını güzel tespit etmeli ve bu ilgi alanları doğrultusunda farklı oyunlar ile çocukları eğlendirmelidirler. Örneğin çocuğunuz teknoloji ile iç içeyken birlikte lego oynayalım gibi teklifler ile onlara gitmeniz, telefon ya da tableti bırakarak sizinle oynamasını kolaylıkla sağlayacaktır.

Bebeğin 6. 7. 8. Ayda Dönüm Noktaları

 

  1. Ayda Bebeğin Fiziksel, Sosyal ve Zihinsel Değişimi

Memnuniyet ve çıkan sıkıntılarını ses ile belli eder.

Çıkardığı sesler hoşuna gider.

Yabancı insanlardan rahatsız olur.

Müzik sesi duyduğunda ağlamasını durdurur.

İki farklı nesneyi birbiri ile kıyaslar.bebeğin altıncı ayı, bebek büyütme, bebeklerin ay ay gelişimi

Nesneleri uzun süre inceleyebilir.

Sessiz harfleri söylemeye başlar.

Nesnelerin farklı yerlerini görmeye başlar.

İlk dişi çıkabilir.

Damak tadı gelişir.

Yemek yerken oyun oynamak ister.

Destek ile oturabilir.

Vücudunu her yöne hareket ettirir.

Kendi ismini duyar ve algılar.

Parmakları ile kendi yemeğini yemek hoşuna gider.

Emeklemeye çalışır.

  1. Ayda Bebeğin Fiziksel, Sosyal ve Zihinsel Değişimi

Şakaları anlayarak tepki verir.

Çevresindeki insanları taklit eder.

Annesinin sadece kendisini ait olduğunu benimser.

Ma, mu, da, di gibi sesler çıkartabilir.

Yerde sürünmeye başlar.

Aynadaki görüntüsüne eli ile tepki verir.

Desteksiz oturmaya başlar.

Elleri ile vücudunu tanımaya başlar.

Kendisinden saklanılan nesnelerin aslında yok olmadığını kavrar.

Dikkatini toplayabilir.

Detayları fark edebilir.

  1. Ayda Bebeğin Fiziksel, Sosyal ve Zihinsel Değişimi

İstemediği veya beğenmediği nesneleri eli ile iter.

Anne ve baba kelimelerini bilinçli olarak söylemeye başlar.

Geçmişteki olayları hatırlar.

Öne veya arkaya doğru daha hızlı emekler.

Birinin işaret ettiği yere bakıp, takip edebilir.

Dikkat çekmek için bağırmaya başlar.

Fazla süre evde durmaktan hoşlanmaz.

Mobilya yardımı ile ayakta durma yeteneği gelişir.

ÇOCUK GELİŞİMİNİN ÖNEMİ

1.Programa uyun

Çocuğunuzun ödevlerini yapması için bir program hazırlayınız ve bu programa uymasını sağlayınız. Okuldan sonra öğle yemeği sonra da biraz televizyon seyredebileceği veya oyun oynayabileceği serbest zamana ihtiyacı olacaktır. Ondan sonra da sıra ödevlere konsantre olmaya gelmektedir.çocuk gelişimi, çocuk gelişimi için ne yapılmalı, çocuk gelişimine katkı sağlama

  1. Yer seçimi

Kendi odasında çalışmaktan, yemek odasında ya da mutfakta bir masada çalışabilirler. Kardeşleriyle ve ya yalnız da çalışabiliyorlar. Ancak çevresel rahatsızlıklardan uzakta her gün aynı mekanda çalışması ödevlerini yaparken verimliliğinin artırılmasını sağlayacaktır.  Bu önemsiz gibi gözüken aslında çok büyük önem taşıyan konulardan biridir.

  1. Cevaba giden yolu gösterin

Genel olarak çocuklara ‘Bir daha bak, biraz daha düşünürsen bulacaksın.’ Diyerek onu soruya yönlendirmelisiniz. İşte size kuşaklar boyunca en fazla tekrar edilen ebeveyn cümlesidir. Sorunun cevabını biliyor olsanız bile ona hemen söylemeyin. Problemi birlikte çözmeye ve cevabı çocuğunuzun bulmasına olanak tanıyınız.

  1. Ödevi kontrol ediniz

Çocuğunuzun aldığı ödevleri ve notları kontrol etmelisiniz. Hataları gözden geçirmesi için ona uyarılarda bulunmalısınız.

  1. Öğretmenlerle görüşülmeli

Velilerin çocuklarının eğitimine gösterdikleri ilgi evle okul arasında destekleyici bir bağ kurulması yani çocuklarına öğrenim sürecinde destek olunabilmesi açısından en iyi yollarındandır. Eğer ki, çocuğunuz derslerde biraz geri kaldıysa öğretmenini ziyaret edilerek tavsiyelerini dinleyin ve ya konuyu çocuğunuzla konuşmalısınız.

  1. Plan yapın

Birlikte bir ödev planı çıkarınız. Ödev yükü artığında ve çocuklar bir sürü sorumluluğun altında ezilmeye başladıklarında desteğiniz de hayati bir önem taşımaya başlamaktadır.

  1. Minik motivasyon kaynakları

Çocuklarınızı motive ediniz. Onlara nasıl bir iş yükü üstlendiklerinin farkında olduğunuzu göstermelisiniz. Örneğin sınav zamanları her zamankinden daha hassas olmaktadır. İyi notlar aldıklarında ortalamalarını yükselttiklerinde bazı ayrıcalıklar tanıyınız.

  1. Örnek olun

Kitap okumalısınız. Düşüncelerinizi tartışmalı ve birlikte müzeye gidiniz. Seviyelerine uygun bilgi kaynaklarıyla donatabilir veya matematik ve sözcük oyunları oynayınız.

  1. Takdir edin

Çocuğunuz zor bir ödevin ve ya sınavın üstesinden başarıyla geldiğinde onu takdir ediniz. Bu başarının devamı için çocuğunuzu teşvik etmenin yollarını aramalısınız.